“Doğduğun yer değil, yaşadığın yerdir senin vatanın. Ekmek teknenin menzilini dolduran yerdir.”
Yazdığı eserler sayesinde adından her zaman bahsettirmeyi başarmış olan Ayşe Kulin, Kanadı Kırık Kuşlar isimli romanıyla okuyucularını tarihin tozlu sayfaları arasında derin bir serüvene sürüklüyor.
1930’lu yılların Almanya’sı… Naziler ülke yönetimini ele geçirmiştir ve özellikle Frankfurt’ta Yahudilere baskı uygulamaktadırlar. Bu sebeple Yahudiler için Almanya her geçen gün daha da yaşanılmaz bir yer olmaya başlamaktadır. Akademisyen Gerhard yaşadıkları bu baskı ve zulümden dolayı ailesi için endişe duymakta ve çözüm yolları aramaktadır.
O dönemlerin Türkiye’sinde ise Türk milletinin önderi olan Mustafa Kemal Atatürk, her milletten akademisyeni dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın ülkeye kabul etmekte ve üniversitelerde verilen eğitim seviyesini yükseltmek için çabalamaktadır.
Gerhard, Türkiye ile iletişime geçer ve ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç ederek bambaşka bir hayata başlarlar.
“İyi miyim? İyi miyim? Ben! Kendi vatanımda Yahudi olduğum için aşağılık ırktan sayılan ben, hor görülen, kürsümden kovulan, işimi, evimi, vatanımı terk edip kaçmak zorunda kalan mülteci ben, dünyanın öteki ucunda ki bu ülkede, billurların, mermerlerin, paha biçilemez sedef kakmaların ışıltısıyla parlayan, nice değerli mobilyalarla, tablolar ve halılarla süslü bu muhteşem Saray’da, Türkiye’nin en seçkin bin kişisinden biri, saygıdeğer bir profesör olarak bulunuyorum. Evet efendim, iyiyim. Çok iyiyim. Yeniden doğmuş gibiyim.”
Artık vatanları Türkiye’dir ve bu ülkenin kalkınması için elinden geleni ardına koymayacaklardır.
Zaman ilerledikçe ülkede değişimler başlamıştır. Bu değişimler sonunda Türkiye’nin geleceği noktanın daha mı iyi yoksa daha mı kötü olacağını kimse kestirememektedir. Atatürk’ün de vefat etmesiyle birlikte ülkede dengeler değişmeye başlamıştır. Ama Atatürk’ü sevenler o kadar çoktur ki Gerhard’ın kızı Susanne bile kendini Türk ilan etmiştir ve “Ben Atatürk’ün kızıyım!” demektedir.
1930’lardan 2000’lere uzanan bu tarihi yolculukta Schlimann ailesini hüzünlü hikayesi ile birlikte savaşın etkisi bir kez daha gün yüzüne çıkıyor ve kendinizi o dönemlerden geçerken buluyorsunuz. Ayşe Kulin’in akıcı bir dille kaleme aldığı Kanadı Kırık Kuşlar sayesinde tarihin, savaşın kokusunu buram buram alıyor ve kitapta bir yer ediniyorsunuz kendinize.
Sanki o dönemlerde yaşıyor, o zorlu süreçleri Schlimann ailesiyle birlikte atlatıyorsunuz gibi…
Yazar: Meltem Çırak
Bir Cevap Yaz