Hayatımızdaki en belirleyici ilişki anne ve babamızla olan ilişkimizdir. Özellikle Aile Dizimi yöntemi ile çalışma yapıldığında hayatımızda yaşadığımız sorunların kökeninin çoğunda ya anne ile ilişki ya da baba ile ilişki de bir kopukluk olduğunu görüyoruz.
Osho’nun söylediği gibi ‘‘Varlığınızın yarısı annenizden , yarısı babanızdan oluşur. Onlar sayesinde buradasınız, onlar burada olmasaydı , siz de olamazdınız. Başınıza gelen her şey bir anlamda onlar sayesinde… insan bunun farkına varmalı’’
Evet onlar bize hayat vermek dışında bizi besler ve bir yuva sağlar. Ebeveynlerimiz ile sağlıklı bir ilişki içinde isek bu hayatımızdaki tüm ilişkilere yansır. Aslında burada sağlıklı ilişkiden kastettiğim onları oldukları halleriyle bize verdikleriyle , bize verebildikleriyle kabul etmek. Tabii yaşanılan deneyimler farklı olabileceği için bu içsel kabule erişmek her zaman kolay olmayabilir.
Peki bunu nasıl ve ne şekilde yapabiliriz ? dediğinizi duyar gibiyim. Aslında Ebeveynlerle ilişki Aile Diziminin ana konularından biridir. Bu geniş konuya bu yazımda anne ile olan ilişki ile başlamak istiyorum..
Hayatımızda ilk ilişkiyi annemizle kuruyoruz ana rahmine düştüğümüz anda başlıyor bu ilişkimiz bu dönem özellikle çok önemli ; annenin isteyerek bir gebelik yaşayıp yaşamadığı ,o an ki ruhsal hali, eşi ile ilişkisi, kardeşlerin olup olmadığı, annenin nasıl bir hamilelik süreci geçirdiği , bebeğin ruhsal gelişiminde çok fazla önem taşır.
Özellikle 0-3 yaş arasında bebek için en önemli kişi annedir. Tabii ki baba da çok önemlidir. Ama bu dönemde çocuğun anneden herhangi bir nedenle ayrı kalması , uzun hastane süreçleri , Annenin doğumda ölümü ve benzeri durumlar sonradan telafisi zor bir takım rahatsızlıklara, derin ruhsal yaralara ve travmalara neden olabilir. Tabii ki bu derin acı ve travmalar bir yetişkin olduğumuzda hayatımızda ruhsal veya bedensel sorunlar olarak karşımıza çıkabilir.
Burada tam bir tanımlama yapmak ve oluşabilecek sorunları tahmin etmek imkansız, her birey kendi aile sistemi ve kendi yaşamının bütünü ile değerlendirilmelidir. Örnek olarak aynı ailede yaşayan kardeşleri düşünelim az çok aynı deneyimleri yaşamalarına rağmen olaylar karşısında geliştirdikleri davranış şekilleri birbirinden farklı olabilir.
Aslında kilit nokta ebeveynlerimizi suçlamadan onları oldukları halleriyle ve kendi kaderleriyle kabul edip, kendi hayatımızın sorumluluğunu alıp yolumuza devam etmek. En değerli öğretmenlerimiz ailemiz ve onlar bizim aynamız. Onlardan aldığımız deneyimlerle büyüyüp, gelişip, öğreniyoruz. Bazen bu farkındalıklara ulaşmak sancılı süreçler içerse de sonuçta kazanımlarımız çok büyük oluyor. O ilk adımı atmak kurban psikolojisinden çıkıp hayatımızın sorumluluğunu almak çok önemli. Aynı çemberin içinde yıllarca dolanıp durmak mı? Yoksa yeni bir anlayış ve bakış açısıyla yola devam etmek mi? siz hangisini seçerdiniz?
Sevgi ve ışıkla
Reyhan
Bir Cevap Yaz