Vücudun vazgeçilmezi ve sağlıklı bir bağırsağın olmazsa olmazı iyi bir floradır. Bağırsak florası hastalık yapan (patojen) mikroplardan ve oldukça faydalı olan probiyotiklerden meydana gelir.
Probiyotik seviyemiz fazlaysa, bağırsağımızda bulunan sindirilmeyen yiyecekler ve toksit maddeler kana gitmez ve bağırsakta durur. Unutulmaması gereken bağırsağın içinin hala vücudun dışı olduğudur. Bağırsağımızın hastalık yapan zararlı maddeleri kana sızdırmadan içeride tutması için Probiyotik miktarı zengin bir floraya ihtiyacı vardır. Bebek anne karnında olduğu zamanlarda bağırsağında flora bulunmaz. Probiyotiklerini bebek ilk olarak doğal doğum esnasında alır. Anne sütünü almaya başladığında bebeğin florası oluşur. Bebekler sezeryanla doğduğu zaman Probiyotik bakımından eksik bir floraya sahip olurlar. Bunun sonucu olarak hazım ve bağışık problemleri yaşarlar.
Sağlığımız için gerekli olan bu Probiyotiklerin görevleri saymakla bitmez. İşte o görevler;
- Hazmı kolaylaştırır,
- Bağırsak duvarının zararlı olan maddeleri geçirmesini engeller,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,
- Depresyonu hafifletir,
- Yaşlanmayı yavaşlatır,
- Sağlıklı bir bağırsak florası oluşturarak ishal ve kabızlığı önler,
- İdrar yolu iltihaplarını önler,
- B12, niasin gibi önemli vitaminlerin sentezini yapar,
- Besin alerjisini önler,
- Kronik enflamatuvar (iltihabı) hastalıkların oluşumunu önler,
- Toksin maddelerin kana karışımını önleyerek kanseri engeller.
Fazla ilaç ve özellikle antibiyotik kullanımı, tüketimi gittikçe artan paketlenmiş gıdalar, içerisinde asit bulunan içecekler, birtakım toksinler ve karbonhidratı fazla yiyecekler Probiyotik eksikliğinin baş düşmanıdır. Gıda tüketiminde dikkat etmemiz gereken şey; besin değeri yüksek gıdalar ve sebzeyle beslenmektir. Aynı zamanda iyi kalitede olan Probiyotiklerden oluşan takviyeleri ara sıra bir aylık sürelerde kürler olarak kullanmak gerekir. UHT’li (Ultra High Temparature -135 -150 derecede 2-4 saniye boyunca kaynatılan) sütlerden yapılan, raf ömrü dört ay olan yoğurtlarda hiçbir doğal Probiyotik kalmamıştır. Amacı sütün ekşimesine ve kesilmesine engel olmak ve raf ömrünü daha uzun tutmak olan bütün ısıl işlemler, ne yazık ki süt ve süt ürünlerindeki vitaminleri, faydalı bakterileri ve yararlı enzimleri yok eder. Probiyotiklere bağırsak dışında da ihtiyacımız vardır. Ağızda meydana gelen kokunun nedeni de ağız florasındaki kötü bakteri oranının artması ve probiyotik miktarının azalmasıdır. Dişler fırçalanırken fırçaya atılacak bir Probiyotik kapsülü ile dişler bir kez fırçalandığı zaman kötü koku tamamen yok olacaktır.
Kullanmak zorunda kaldığımız antibiyotiklerden sonra mutlaka Probiyotik kürünü uygulamak gerekir. Maalesef antibiyotikler sadece zararlı bakterileri yok etmez aynı zamanda yararlı bakteriler olan Probiyotiklerin de azalmasına neden olur.
Doğumu sezaryenle gerçekleşmiş olan bebekleri emzirmeden önce annenin göğüs ucuna toz bebek Probiyotikleri sürülmelidir. Böylece eksiklik biraz olsun giderilebilir.
Bir Cevap Yaz
